Sessiz bir sevdadır Gelincik
Sessiz bir sevdadır “Gelincik”
Ben gelincik çiçeğine sevdalıyım.
En umulmadık yerinde toprağın,
filizlenerek birkaç günlüğüne de olsa,
gözümüzü kırmızıya boyayan,
ne ekilen, ne biçilen...
Hasadı olmayan,
tüm umursamazlığına karşın,
fark edilmekten hoşlandığı
her halinden belli.
Ama koparıldığında,
suni teneffüs için icat edilmiş vazolarda yaşamayı
ölümü göze alarak reddeden o narin gelini
dağ eteklerinin, hırçın kaya diplerinin
davetsiz konuğu.
Doğası gereği
bana hep "muhalif"miş gibi gelir gelincik.
Hani "beni böyle sev" dercesine mağrur,
boy verdiği toprağına bile
eyvallahı olmayan tavrını
kıskanmamak elde değil.
Bu yüzden alınıp satılmıyor çiçekçilerde,
ondandır yarendir yolcuya.
Yerinde güzeldir
ve "olması gerekeni" anlatır,
anlamak isteyene.
Suskun görünür, asla eğilmez.
Boynunu eğmesi beklentilerinden değil,
saygıdandır çağdaşlarına.
Kimsenin onu anlamasını beklemez.
Gelincik için en büyük düşman
karanlık olsa gerek.
Kelebeklerin bile incitmek istemeyeceği kadar
naif yaprakları,
güneşi ve gülümsemeleri sever.
Hiçbir yere dönmeden yüzünü,
kendince mağrur bir ölümü seçer.
Bir gün daha yaşamak için,
müsaade etmez toprağından koparılmaya,
kendi gibi göçüp gider.
Ben gelincik çiçeğine sevdalıyım.
En umulmadık yerinde toprağın,
filizlenerek birkaç günlüğüne de olsa,
gözümüzü kırmızıya boyayan,
ne ekilen, ne biçilen...
Hasadı olmayan,
tüm umursamazlığına karşın,
fark edilmekten hoşlandığı
her halinden belli.
Ama koparıldığında,
suni teneffüs için icat edilmiş vazolarda yaşamayı
ölümü göze alarak reddeden o narin gelini
dağ eteklerinin, hırçın kaya diplerinin
davetsiz konuğu.
Doğası gereği
bana hep "muhalif"miş gibi gelir gelincik.
Hani "beni böyle sev" dercesine mağrur,
boy verdiği toprağına bile
eyvallahı olmayan tavrını
kıskanmamak elde değil.
Bu yüzden alınıp satılmıyor çiçekçilerde,
ondandır yarendir yolcuya.
Yerinde güzeldir
ve "olması gerekeni" anlatır,
anlamak isteyene.
Suskun görünür, asla eğilmez.
Boynunu eğmesi beklentilerinden değil,
saygıdandır çağdaşlarına.
Kimsenin onu anlamasını beklemez.
Gelincik için en büyük düşman
karanlık olsa gerek.
Kelebeklerin bile incitmek istemeyeceği kadar
naif yaprakları,
güneşi ve gülümsemeleri sever.
Hiçbir yere dönmeden yüzünü,
kendince mağrur bir ölümü seçer.
Bir gün daha yaşamak için,
müsaade etmez toprağından koparılmaya,
kendi gibi göçüp gider.
Tayfun TALİPOĞLU
Yorumlar